"Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır (bunu) 'tedavi edebilecek kimdir' denir. Can çekişen bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar. Ve bacak bacağa dolanır: işte o gün sevkedilecek yer sadece Rabbinin huzurudur." (Kıyamet/26-30)
İşte bu her canlının varacağı ölüm sahnesidir. Zira hiçbir canlı ne kendisi için ne de başkası için ölümün gelmesine mani olamaz. Birbirini seven insanların arasını ayıran bir ölüm... Meyyiti alıp ahirete doğru sürükleyen ve hiç arkasına bakmayan ölüm... Dertli/ üzgün bir kimsenin bağırışına icabet etmeyen ölüm... Ayrılan bir kimsenin ağlamasına ve vahlamasına bu hayattan ayrılan kimsenin ayrılmak istemeyişine ve korkak bir kimsenin korkusuna hiç bir şekilde aldırış etmeyen ölüm... Zorbaların ve Allah (azze ve celle)'nin hükmünü beğenmeyen tağutların belini kıran ölüm... Zayıf kimseleri kahrettiği gibi insanların başına musallat olmuş zalimleri de kahreden ölüm... Hiçbir canlının kurtulabilmek için karşısında durmaya cesaret edemediği ölüm...