Tanrı ile doğayı bir tuttuğu için bir panteist ve laik filozf olan Spinoza yapıtlarında monarşi aristokrasi ve demokrasiyi ayrıntılı bir biçimde incelemiştir. Spinoza bu çalışmalarıyla modern metafizik ve siyasi felsefenin kurucularından biri sayılır.
Spinoza insan yaşamının ancak örgütlenmiş siyasi toplum ile sürdürülebileceğine inanmakta ve bunun için kurulması gerekli devletin varlığını sözleşmeye bağlamaktadır. Sözleşme aklın eseridir ama oluşma nedeni korkudur. Ona göre düşmanlık nefret öfke hile gibi insanlara has duyguların egemenliği altında herkes korku içinde yaşamak zorundadır. Bunun için akla kin ve öfkeden daha çok yer verilmelidir ki birlikte yaşamak mümkün olsun. Bu bağlamda Spinoza'nın dile getirdiği sözleşmeden doğan "kamusal irade" daha sonra Rousseau tarafından benimsenerek geliştirilmiştir.