11. yüzyıl başlarında İslam dünyasında durum hem doğuda hem de batıda kötüye gitmeye başlamıştı. Bizanslılar Büveyhîler ve Fâtimîler doğudaki memleketleri ele geçirirken batıda da Endülüs'te Emevî hilafetinin yıkılarak Âmirî Devleti'nin parçalanmasından sonra ayrılıklar arttı. Ancak doğuda Selçuklular batıda da Murâbıtlar ortaya çıktı. Bu iki güçten her biri İslam'ı ve Müslümanları yüceltmek ve dine sahip çıkmak için cihada başvurdu. Her ikisi de İslam'ı geniş topraklara yaymayı başardı. Selçuklular İslam'ı Anadolu'da yayıp burayı İslam yurdu yaparken Murâbıtlar da İslam'ı Batı Afrika ve Sahra'da yayarak Senegal ve Gana'ya kadar ulaştırdı. Bu arada Endülüs'teki kardeşlerine karşı görevlerini yerine getirerek onlara yardımcı olup İslam'ı korudular.
Murâbıtlar Devleti'nin tarihi İslam tarihinin parlak sayfalarından biri sayılır. Murâbıtlar Devleti'nin kısa bir süre (1056 - 1147) hüküm sürmüş olmasına rağmen tarihi bu devletin başarı hanesine yazılan icraatlarla doludur. Halkın arasında cehaletin yayıldığı Kuzeybatı Afrika'nın en uç noktasında İslam'ı yayan Murâbıtlar o dönemde Kuzeybatı Afrika ve Endülüs'te hâkim olan siyasi parçalanmışlığın ardından birleşik bir devlet kurdular. Böylece yaygın olan cehalet ve başıbozuklukla mücadele ederek Kuzeybatı Afrika ve Endülüs'ün tek bir bayrak altında birleşmesinin yolunu açan Zellâka Savaşı'ndan sonra Endülüs'ü dağınıklık ve parçalanmışlıktan kurtardılar. Zellâka Savaşı ise İspanyol ordularının ilerleyişini durdurarak Endülüs'te Müslüman memleketlerini işgallerini üç buçuk asrı aşkın bir süre geciktirmiş oldu. Bu arada Murâbıtlar doğuda olduğu gibi Kuzey Afrika'da da bir Haçlı Seferi'nin başlamasına engel oldu.