Şiirden edebiyattan hayatı irdelemekten tat alıyordum. Üniversiteye hazırlanırken zevk alacağım hayatımı renklendirecek bir bölüm okumak istiyordum. Hayallerimde hukuk fakültesi okumak vardı. Hâkim olarak adliye sarayının koridorlarında yürümek vardı.
Babam tüm hayallerimi sırtımdaki çantama doldurdu. "Sayısal bölümü okuyacaksın!" diye tutturdu. Elim kolum zincirlerle bağlanmıştı adeta. Bir mahkûm gibi önce sesimi ardından nefesimi kesti. Çocukluğumdan beri kalbimde özenle büyüttüğüm "hâkime hanım" hayalimi elimden almıştı. Hayallerimi katletmişti. Yastaydım. Cenazem kalkmış gibi şaşkındım. Sesi kısılmış radyo gibi bağırıyordum ama duyan olmuyordu. Babamın "Kızım her şeyi senin iyiliğin için yapıyorum..." sözleri içimi yakıyordu.
Babam geleceğimi eline almış hayatımı bilmediğim sevmediğim diyarlara savuruyordu. Yaşama gücümü enerjimi tüketmişti. Aramızda adı konulmamış gizli bir savaş başlamıştı. Bu savaşı kazanmak için tüm silâhlarımı kullanmalıydım.