Bu çalışmada yer alan Vicdani retçi kadınların hiçbiri destan yazmadı kahraman değiller. Her biri omuzlarına yüklenen 'görev' ve 'sorumlulukların' ağırlığını retleriyle bir parça hafifleten ve kendi gerçeklerini anlatan kadınlar. Anneliğin kutsal görevlerinin dayatıldığı ve anne olması oğlan doğurması doğurduğu oğlanı vakti gelince askere yollaması ve geri dönmediğinde 'vatan sağ olsun bir oğlum daha var o da feda olsun' diyerek yüreğine taş basması beklenen kadınlar. Okuyorsa okulunu bitirip bir meslek sahibi olup evini yuvasını kurması beklenen kadınlar okumuyorsa tez elden evlenmesi gerek kadınlar. Kadın ruhu taşısa da acımasızca erkeklik dayatılan aşağılanan trans kadınlar... Zorunlu askerliği sırasında 'kaza' kurşunu ile giden Sevag'ın annesi Ani Balıkçı'nın sesini duyan kadınlar...
Sevag'ın son sözüydü annesine telefonun bir ucunda ana diliyle söylediği "Kişer pari mama"...
Ermenice 'iyi geceler anne' anlamına gelen "Kişer pari mama" Sevag ve annesinin hikayesiyle bütünleşiyor artık. Askerliğin zorunlu olmadığı ölmenin ve öldürmenin kutsanmadığı anlatılacaksa bir destan; içinde kuşların kedilerin ağaçların çocukların ve ölmeyen öldürmeyen insanların olduğu bir destan olsun. Ve bu coğrafyada çocukların ölüme değil yarın yeni bir güne uyanmak üzere uykuya giderken annelerine selamı olsun Sevag'ın son sözü:
"KİŞER PARİ MAMA..."