"... Tatlı-hoş bir söz kökleri sağlam ve dalları göğe doğru uzanmış güzel bir ağaca benzer ki o ağaç Rabb'inin izniyle meyvesini yemişini her zaman verir... Sevimsiz kem-çirkin bir söz de yerden koparılmış ve hiçbir sebatı-kararı olmayan kötü bir ağaç gibidir."
(İbrahim Suresi: 14/24-26)
Göğe doğru uzanan o dallar meyvelerini vermeye devam ediyor. Ama biz onların gölgesinde serinleyip meyvelerini tatmadan geçiriyoruz ömrümüzü.
Klasik şiirimizden günümüze bir esinti getirebilmek muradımız. Daha çok o vesileyle sahip olduğumuz anlam dünyasından bir haber iletmek mirasçılara. Öyle ya bu muhteşem birikimin varisleri bizler değil miyiz? Şu kadar var ki hayli zamandır uzak kalmışız kendi zenginliklerimizden. Bu ayrılık yetsin artık demeyelim mi?
"Can Veren Pervaneler" serisinde Hayati İnanç eşsiz mısralarla kıssalarla aktardığı tecrübe ve anılarıyla mühmel bir hazinenin izini sürüyor.