yerlerden topladığım solucan parçaları gülüyor
çocukken yediğim topraklar
ağzımdan içinden bir bir
ayaklarımın altından sütle karışık yağmur
şaşırdım yere uzandım yüzümün üstüne düştüm
güneşin getirdiği kabuklara sarıldım
geçmedi hayret
yeni sorulara başladım. dehşet
yirmi beş yaşım pişmanlıkla
toz toprak kanla
utan içinde kin nefret can çıkmasıyla
burnumun üzerine düştüm ısırdım dilimi
geçmedi şaşkınlık geçmedi hayret