Ve tam Cağaloğlu Yokuşu'nu tırmanırken Sezai Karakoç çıkmasın mı karşıma.İşte yukarıdan aşağıya doğru geliyordu.Eyvah şimdi ne yapacaklardı?Nasıl edip ondan saklanacaklardı?Belki çoktan kendilerini görmüştü bile.İşte işte üzerine doğru geliyor.Bakışları da bizimkilere saplanmış vaziyette.
Kaçamazlardı.Aynı hizadaydılar artık.Yürüyüş tempoları hiç düşmemiş.Birbirlerini selamlayarak yollarına devam etmişlerdi.Bu zorlu sınavı atlatmışlardı yani.Sezai Karakoç hafif ama çok hafif yani şöyle belli belirsiz son derece ince bir tebessüme neredeyse milimetrik bir baş eğmeyi bitiştirerek bu tanıdık yüzleri yanlarında taşıyan gençleri selamlamıştı.