Bu kitap insanlık tarihinin en büyük entelektüel intiharını ve uygarlık dramlarından birini anlatıyor. Bu anlamda elinizdeki kitap Batı kültür havzasında yaşayan toplumların Ortaçağı aşıp akıl ve bilim çağını yakalamalarına karşın İslam dünyasının bunu neden başaramadığının hikâyesidir.
Merdan Yanardağ bu kitapta insanlık tarihinde kalıcı izler bırakan büyük bir medeniyetin geri kalmışlık ve sefaletinin nedenlerini sorguluyor. İslam dünyasının içine sürüklendiği şiddet / terör sarmalının kaynaklarını araştırıyor.
Yanardağ uygarlığımızın krizi ve geleceği bakımından yaşamsal değeri olan "İslam dünyası neden kendi Ortaçağından çıkamadı" sorusunun yanıtını arıyor. Bu bağlamda "İçtihad Kapısı" denilen "akıl ve yorum yolunun kapatılması" konusunu derinlemesine inceliyor.
Yanardağ konuyu salt bir felsefe tartışması olmaktan da çıkarıyor. Tarihten sosyolojiye uzanan bir alanda din-devlet-toplum ilişkisini çözümlüyor. Böylece kitap Grek kültürü İslam Avrupa Rönesansı ilişkisine de ışık tutarak bir uygarlık incelemesine dönüşüyor.
Nizamiye Medreselerini kuran ve başına Gazali'yi getiren Nizam'ül-Mülk'ün devlet felsefesi de kitabın inceleme alanlarından birini oluşturuyor. Bu anlamda kitap İmam Gazali - İbn Rüşd tartışmasını ele almanın ötesine geçerek Selçuklular üzerinden bir Türk-İslam tarihi çalışması niteliği kazanıyor.
Dolayısıyla Yanardağ'ın kitabı aslında güncel bir soruna hepimizin hikâyesine İslam dünyasının içinde bulunduğu karanlığın nedenlerine ışık tutmaya çalışıyor.