Anıları ben yeraltındaki tarihsel kalıntılara benzetirim. Bir rastlantı sonunda eşilip deşilip ortaya çıkarılanlar ayıklanıp paklandığı zaman kiminin paslanıp işe yaramadığı görülür; kimileri de değerlendirilince bunlar tarih dönemlerine yeni bir ufuk kurduğu gibi kopuk limeleşmiş yerlerine yamalar örer ve anlam bütünleyen güçler kazandırır. Sürüp giden teşviklerin baskı haline geldiği bir sırada vaktiyle pek ağır ve ürkütücü koşullar içinde yürüttüğüm bir görevimin anılarını sivri yanlarıyla ve o günleri yaşarcasına taze bir coşkunluk içinde ortaya koymuştum."Yahu bunları niye yazmıyorsun? Yoksa eskinin karanlığı içinde küflenmeye bırakılacak kadar önemsiz mi sayıyorsun? Yaz dostum yaz. Hem de hiç vakit geçirmeden başlamalısın."
Bunları söyleyen Sabahattin Eyüboğlu idi.
Bu kitap son dönem Osmanlı okullarında yetişmiş Kurtuluş Savaşı'na on yedi yaşında gönüllü katılarak cepheye gitmiş Bursa'da Yunan işgali altında öğretmenlik okumuş ve eşkıyanın ölüm tehditleri altında yirmi yaşında köy öğretmenliği yapmış Süleyman Edip Balkır'ın Cumhuriyet'in ilk zamanlarında öğretmenlik ve müfettişlikle devam eden ardından Eğitmen Kurslarına ve Köy Enstitülerine uzanan inanılmaz hayat hikâyesi...
Bir dönem hikâyesi...