Toplumbilimi ile ilgili güçlük özellikle konusunda yani toplum gerçekliği kavramında saklıdır. Toplum bitkiler ya da dil alanı gibi konu olarak sınırlandırılabilen bir tür görünüşler topluluğu değildir. Toplum daha çok doğa veya tarih gibi bir varlık şeklidir. Nasıl ki her maddi cisim doğa yasalarına bağlı olup doğadan sayılıyorsa nasıl ki zaman çevresinde olup bitenler tarihe özgü oluyorsa onun gibi insanoğlunun yaptığı yarattığı ve geçirdiği her şey toplumda var olmaktadır.
Yazarın başlıca arzusu bu yollardan sosyolojiye özgü düşünce tarzını belirtmek ve toplumsal realiteyi tahrif edilmeden taraflı bir şekilde kavrayabilmeyi sağlamak üzere bu bilimin gereksinim duyduğu "sosyolojik görüşü" geliştirmektir. Bu arada uygun düşen yerlerde halen klasik bir değer taşıyan eski sosyolojik teorilerin düşünce tarzlarına ve objektif sonuçlara işaret edilmiştir. Bu anlamda kitap aynı zamanda Émile Durkheim Vilfredo Pareto Max Weber Auguste Comte Herbert Spencer Lorenz von Stein Wilhelm Heinrich Riehl gibi düşünürlere ait düşünürleri belirtmek bakımından sosyoloji tarihine bir giriş sayılır. Bununla beraber kitabın asıl ilgi sahası sosyoloji teorileri ve bunların tarihî gelişimi değil; toplumsal realite ve onun içinde yer alan güncel problemler aynı zamanda hukukçuları idarecileri iktisatçıları siyaset adamlarını pratik yönden ilgilendirmektedir.