"Tut şimdi elimden yüreğimden mavi peri kızı!
Geldim; al beni koynuna sarsın tenin ruhumu!
Ömrüm ömrüne adaktır adağımı verdim.
Dilsizliğin hikâyemizin dili olsun..."
Hayallerinin peşinden gitmek isteyen İskender'in yolu çocukluk arkadaşıyla kesişince her şeyi arkasında bırakıp uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolda hem kendi kaderini yazacağından hem de başkalarının kaderini değiştireceğindense habersizdir.
İstanbul İran Sınırı ve Erzurum arasında otuz üç yıllık bir sır perdesi aralanıyor. Yılların arasına saklanmış bir aşkın hikâyesini okurken kulaklarınızda zil sesleri duyacaksınız.