Sözü yormak değildir muradım. Binlerce haşa
Üstümde her dem uçan nihayet kuşu şahittir buna
Her gece sevgilinin zülüflerine astığım yıldızlar
Her sabah yepyeni bir dünya armağan eden güneş
Dünyayı sıfırlayan çocuk; iri bir tokat gibi uzanan kumsalda
Burada bitiverse bu şiirin ömrü bir anda ne olur
Neyi eksik kalır evrenin sönse dünyanın cümle yıldızı
Her akşam taş kaynatan bir annenin periyodik gözyaşlarıyla
Ve kızarsa en doğudan en batıya cümle hakların medyatik yüzü
Üç kara zeytinsiz sofra babasının yüzündeki mahcubiyet kırmızısıyla