Behram Şah Sarayında Gökkuşağı Renkli Kubbelerin Altında Yedi Prensesin Yedi Hikayesi...
Mahan aşağı baktığı zaman göz alabildiğine uzanan ıvanın çiçekler ve ağaçlar yerine binlerce ve binlerce ifritle kaplı olduğunu gördü.
Dağ ve ovayı dağ gibi büyük devler tutmuş feryat edip duruyor kasırgalar gibi toğrağı altüst ediyor kapkara sülükler gibi kıvrılıp bükülerek iç içe raks ediyorlardı. Attıkları "Hay" ve "Huy" naralarından yer gök inliyor çığlıklarının yankıları vadilerin ve çöllerin üzerinde dalgalanıyordu.
Sonra uzakta ansızın uzak bir kafile belirdi. Başlangıçta sadece yavaşça sallanan meşalelerden kimsenin sayamayacağı bir ışık denizinden ibaretti...
Sonra gerçek hali ortaya çıktı. İnsanın en korkunç kabuslarında bile göremeyeceği ifritler gulyabaniler! Her birinin sırtında katran rengi cübbeler katrandan yapılmış serpuşlar vardı. biri yerde biri gökte olan dudakları da aynı şekilde kapkaraydı!
O kadar korkunçlardı ki gören cehennemdeki sarhoş şeytanlara baktığını sanırdı!