"Stalingrad 1955 sonbaharı... Dünya Savaşı sonrası şehir yaralarını sarmaya devam ediyor ve ağır ağır toparlanıyordu. Şehrin kurtuluş simgesi olan Meydan Parkı ise bugün bir hayli kalabalıktı. Parkta oynayan onlarca çocuk ve onlara eşlik eden anne-babaları kalabalığın bir kısmını oluşturuyordu. Şehir nüfusunun neredeyse yarıdan fazlası gaziydi. Birçoğu çalışamayacak derecede sakat kalmış bir kısmı ise engeli olmasına rağmen halen çalışabilecek güce sahipti. Bu sebepledir ki şehrin her yanında onlarca dilenci görmek mümkündü. Yine bunlardan biri parkın köşesinde tekerlekli sandalyesine oturmuş "Yardım!" yazılı bir karton parçasıyla birlikte bir yandan dilenirken bir yandan da ikindi güneşinin tadını çıkarıyor gibiydi. Savaş bitmiş zor günler yeni başlamıştı..."
2. Dünya Savaşının en çetin cephelerinden biri olan Stalingrad şehrinde savaş sonrası ortaya çıkan mafya-devlet ilişkilerinin kurgusal bir biçimde kaleme alındığı bu eserle yazar S.S.C.B'nin nüfuzlu kişiler tarafından nasıl yozlaştırılmaya başlandığını korku gerilim dram aşk ihanet acı ve intikam duygularını harmanlayarak bir polisiye çemberi içerisinde okuyucunun gözleri önüne seriyor.