Yılmaz Taşdelen'in "Ürküş" deki öykülerini okurken insanı yıllar önceye götürüp geçmişi geleceğe bağlayan; bir yerde halkının yaşamını sevincini acısını değer yargılarını insana insanca değer vermenin kutsallığının önemini tüm evrilmesiyle gözler önüne seriyor. Bir dönemin; hatta bir kuşağın yaşamının doğallığını aşkını sevgisini sayısız anı içinde bize iki dönem arasındaki farlılıkları o kadar doğal anlatıyor ki her bölümünü bir iki roman okumuş kadar keyif alıyor insan...
İnsan onurunun yüceliğini gözümüze sokar gibi kimi esprilerle hoş bir müzik dinlercesine sunar bize...
İlişkiler ağını çok ince bir akort ayarı ile kulağımıza fısıldar âdeta.
Öyküleri içerisinde insana insanca değer vermenin önemini vurgularken bugün içinde bulunduğumuz; sahtekârlıkları bayağılıkları ve çıkarları ötesinde hiçbir şey düşünmeyen ne olduğu belirsizleride gözler önüne seriyor anlatılarında.
Öykülerindeki anlatımı akıcı anı ve anları yerli yerinde; önemli olan yaşamı masaya yatırmak değil ama masaya yatırılan yaşamın sanatsal ameliyatı önemli. Yılmaz Taşdelen kurgusu dili ve gözlemlerindeki derinlikle bu ameliyatı başarıyla sonlandırıyor.
Edebiyat bağlamında önemli bir yapıt...
Taki Akkuş