Çin günümüzde enerji tedarikinin büyük çoğunluğunu istikrarsız güvenilir olmayan öngörülebilir gelecekte güven ortamından yoksun olacağı düşünülen ve aynı zamanda da coğrafi olarak uzak olduğu Ortadoğu'dan yapmaktadır. Bu durumun Çin'in uzun vadeli enerji güvenlik politikasını tehdit etmesi Çin'in yeni güvenilir enerji kaynağı arayışı içinde olmasına neden olmaktadır. Çin'in uzun vadeli enerji güvenlik politikasının merkezinde Ortadoğu'ya alternatif oluşturacak doğalgaz ve petrol kaynakları bakımından zengin olan aynı zamanda da Çin'e coğrafi olarak yakın olan Güney Çin Denizi ve Orta Asya bulunmaktadır. Bölgelerin Çin'e sınırı olması Çin'in enerji güvenliği açısından oldukça önemli olmakla beraber küresel rekabetin yoğun yaşandığı bölgelerdir. Güney Çin Denizi sahip olduğu hidrokarbon yataklarının ötesinde uluslararası deniz ticaretinin gerçekleştiği bölge olması nedeniyle gerek bölge içi sorunlarda ve çatışmalarda gerekse küresel güç mücadelesinin ötesinde bir etkiye sahiptir. Çalışmanın diğer konusunu oluşturan bölge ise Orta Asya'dır. Orta Asya Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmaları ve sahip oldukları enerji kaynaklarının zenginliği nedeni ile bu bölgede önemli güç mücadeleleri yaşanmaktadır. Bu bölgedeki güç mücadelesi bölgenin iki temel aktörü olan Çin ve Rusya arasında gerçekleşmektedir. Her iki devletin bölge üzerinde geleceğe dönük enerji güvenlik ve ekonomik olmak üzere stratejik hedefleri vardır. Çin bu iki bölgede jeopolitik bir üstünlük kurarak enerji arz güvenliğini güvence altına almaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Çin'in bu iki coğrafi bölgedeki rakip ülkelere karşı jeopolitik avantaj ve dezavantajları belirlenerek Çin'in hem güvenilir enerji kaynaklarını çeşitlendirme hem de deniz ve kara bağlantılı enerji nakil hatları güvenliğini güvence altına alma çabasının ne kadar başarılı olduğu ölçülmektedir.