Atatürk'ün ölümünden sonra uygulanan politikaların onun din anlayışını nasıl çarpıttıklarını uygulamaların faturasının ona kesildiğini çağdaşlık adına düşünenlerle geleneksel din anlayışı adına düşünenlerin özde aynı ama görünüşte ayrı gibi olan bu kesimlerin her ikisi de Atatürk'ü halka dinsiz-imansız(!) biriymiş gibi gösterdikleri bunun nedenlerini araştırdığımızda kökleri geçmişe uzanan politik ve geleneksel yapılarda ve zihniyetlerde olduğu gerçeği ile karşılaşırız. Bu bağlamda Atatürk'ün din anlayışı ile geleneksel ve mezhepsel din anlayışına sahip olanlar arasındaki din anlayışı farkını görebilmek için Hz. Muhammed'in müşriklerle (ortak koşucu Araplarla) yaptığı mücadeleyi iyi bilmek gerekir. Peygamber'in ortak koşucu Araplarla olan mücadelesi bilinmez ise aradaki bu farkı kavramak.