Cehalet; kavramların olguların belirsizliği bulanıklığıdır. Bir kavram net ifade edilmemiş veya anlaşılmamışsa o kavramın bulanıklığı giderilmediği sürece birey hayatına yön çizemez toplum ise içine düştüğü kaos ve çalkantıdan kurtulamaz hastalanır giderek çürür çöker ve batar.
İdeologlar devleti anlatırken sağcılar devleti putlaştırıyor bilinmez erişilmez uğruna ölümlere gidilen bir gökselliğe taşıyorlar. Solcular da devleti patronlaştırıyor mülkiyetini yüceltiyor tanrısallaştırıyorlar. Ama her ikisi de kavramı hamaset balonunda şişirip uçuruyorlar.
Sonuç itibarıyla ortaya somut bir devlet tanımı konulmuyor. Böyle olunca devlete sahip çıktığını zannedenler gerçekte neye sahip çıktığını bilmiyor devlete karşı duranlar da neye karşı durduklarını bilmiyor bindiği dalı kesiyorlar. Ya da devlete "sahip çıkıyormuş" gibi yapanlarla "karşıymış" gibi yapanların kayıkçı kavgası arasındayız.
Bu kitap devlet kavramı ile ilgili en temel paradigmaları ele alıp bütünlüklü bir fikir oluşturmayı hedeflemektedir.