Orta Doğu sadece coğrafya olarak değil siyasal ve tarihsel olarak da genişliği olan pek çok bilinemezlerin karmaşık ilişkilerin sorunların ve çatışmaların ihanetlerin ve dostlukların birleşme adına yapılan ayrışmaların homojen zannedilen heterojenliğin bazılarına göre istikrarsızlığın ve geri kalmışlığın bazılarına göre petrolün ve zenginliğin merkezi olan üzerine çok şey söylenen ama çok az bilinen bir coğrafyadır. İnsanlık tarihi burada başlayıp burada devam etmiştir. Tarihsel olaylara yön veren gelişmeler burada yaşanmış geleneksel ve modern imparatorluklar için üzerinde mücadele edilmeye değer bulunmuş her şeye rağmen vazgeçilememiştir. Böylesine tarihsel kültürel ve toplumsal birikimi zengin ve böylesine ekonomik stratejik ve siyasal açıdan önemli bir bölge hakkında yazı yazmak gerçekten oldukça zor. Çünkü Beyrut sokaklarında Cüniye'de Zahle'de Şuf Dağları'nda Sur'da ve Sayda'da bulunmadan Lübnan'ı ve Lübnanlıyı Lübnan'da görmeden anlamak ne kadar olanaksızsa Filistinli çocuğun ve gencin heyecanını vatan sevgisini korkusunu ama aynı zamanda cesaretini gözlerine yakından bakmadan El-Halil'i görmeden Kudüs'ü El-Aksa'yı İsrail tanklarını Cenin'i Ramallah'ı görmeden de anlamak zor. Bu denli politika farklılıklarını neden belli sorunlarda bir araya gelemediklerini Araplar arası birleşmelerin hep yeni bir ayrışmaya yol açtığını Kahire'de Amman'da Riyad'ta Cidde'de Şam'da bulunmadan onların geriden çok benzediği zannedilen farklılıklarını endişelerini kaygılarını nefretlerini ve dostluklarını yerinde görmeden anlamak olanaksız. İşte bu kitap böyle özgün ve uzun bir çalışma ve çok sayıda olay yer ve kişinin tanıklığıyla toplanan birikimin sonunda oluşmuş oldukça yorucu ama sonuçta ortaya çıkan çalışmayla yorgunluğunu unutturan bir sürecin ürünü.