Neden ağlıyorsun şimdi?" diye sordu hayret içinde.
İşaret parmağımı gözaltıma götürdüm ıslaktı. Sol gözüm yanağımı birkaç damla gözyaşıyla usulca okşamıştı fark ettirmeden. Kendi kendine bana sormadan "şıp" diye yuvalarını terk etmişti birkaç damla... Bu sırada sessizce beklemeye devam ederken bardağıma rakı doldurdu Elçin. Ne kadar rakı ne kadar su ve kaç tane buz koyduğuma dikkat etmiş tam sevdiğim gibi servis etmişti içkimi. Sorusuna cevap verebilmek için neden ağladığımı önce kendime itiraf etmeliydim. Sanırım rahat hissetmem için beni balkonda yalnız bıraktı. Geri döndükten sonra ninemin sevgili çiçeklerini sulamaya başladı.
"Arada gelip sulamalısın bu güzelim canları. Kurur giderler vallahi" dedi.
Merhametliydi Elçin. Düşünceliydi. Sessiz sessiz bir şeyler söyledi çiçeklere yapraklarını okşadı onların. O çiçekleri sularken elimi bir kez daha yanağıma götürdüm.
"Babam" diye girdim söze. "Ben babamı öldürdüm."