Ölümün ömür yok ölümün yüreği yok
Ölüm çocuk büyütmeyi bilmez
Ölümün evi yok ekmeği yok sevgisi yok...
Söndürüyor etinde hasretin acısını
Gömülmüş anıların iç denizlerine
Oğlunu seyrediyor bir ihtiyar
Kendi suretinde.
Buğulanıyor yudum yudum
Akmış ayrılığın yankısız yollarına
Ömrünü çiziyor bir ihtiyar
Alın kırışığında.
Zaman bir ince yalnızlık nicedir
Hayatın gözeneklerinden süzülen
Bilenip gümüş hançerinde gecelerin
Vuruyor hilal hilal bir mezar taşına.