"Bir paraşüt birliği gittikçe kızışan bir savaşın yeri göğü inleten gümbürtüleri arasında mayınlı bir araziye iner... Ve; üzerlerine basıldığı anda patlayıp ortalığı cehenneme çevirecek olan mayınların döşeli olduğu buradan da görünürde herhangi bir çıkış yokmuş gibi görünmektedir....
Ancak yine de sıra dışı zekice bir çıkış yolu akıllarına gelse de bu da ne hikmetse bir avuç geri zekâlının himmetine kalmış gibidir... Ve zekâları da onları bu cehennemden kurtarmaya yeterli midir?
Cehennem sevginin bittiği yerden başladığına göre onların salt zekâdan çok akılcı bir anlayışla sevgiye mi ihtiyacı vardır?
Ancak insanın yaşamıyla aklı arasına maddi çıkarların girmesiyle bir tür „akıl tutulmaları‟nın yaşandığı „şizofren‟ bir Dünya‟da da bu mümkün müdür?" Nur Gürkan son kitabı "Zekâ Harekâtı"nda; Dünyayı sömürüp para kazanmak ve bazı ülkeleri dizayn
etme uğruna savaş çıkaran silah tüccarlarının bilmeden de olsa tetikçisi haline gelmiş bir askerin başarı hırsı ve idealleri için zekâdan yoksun bir grup çocuktan yararlanmak
istemesiyle başlayan olaylar; savaşın ne kadar kanlı bir yüzü olduğu gerçeğini masumların acı çekmesini ve günahsızların öldürülmesini gözlerimizin önüne seriyor...