Türkiye Selçuklu Devletinin büyük sultanı Uluğ Alaeddin Alanya kalesini fethettiğinde bölgeye hayran kalmış kendi ismini vermiş idi. Sultan Alaeddin Alanya'yı o kadar seviyordu ki kış aylarını burada geçiriyordu. Yegane kaynağımız İbn Bibi Sultanın Alanya'ya karşı sevgisinden dolayı "deniz kenarında bir şehir var oranın kışı insana mutluluk veren bahar gibidir" diyerek metheder. Ayrıca İbn Bibi Sultanın Alanya'da geçirdiği zamanları çok güzel anlatır. Sultanın Alanya'da bulunduğu zamanlarda avlandığını büyük toylar düzenlediğini devlet işlerini gördüğünü elçileri burada kabul ettiğini yazar. Mesela Celaleddin Harzemşah ileri gelen emirlerini elçi olarak gönderdiğinde Sultan Alaeddin Alanya'da idi. İbn Bibi elçilerin rehberler eşliğinde Alanya'ya gelişlerini öyle bir anlatır ki sanki cennete gelmişlerdir. O şöyle yazar:
"Toprağı mis kokan bir düzlük gördüler lale ve kırmızı güller oraya hâkim olmuştu."
"Her taraf boydan boya Çin ipeği gibiydi. Hiç kimse öyle bir yere yer diyemezdi."
"Suları gül suyuna benziyordu. Ağaçlar dallarına kına yakmışlardı".
"Uzaktan deniz yakından ise huriler gibi süslenmiş bir dağ görünüyordu.".
Alanya Kalesi'ne uzaktan bakıldığında bugün yani 800 yıl sonra bile aynı ifadeleri kullanabiliriz.