"Keşke dişli bir kadın olsaydı. Dengesiz buhranlı davranabilseydi bir deliyi bile kaçıracak kadar manyaklaşsaydı. Sakin uyumlu bir kadındı kimseyi incitmemişti başkalarının önceliklerini gözetmişti. Belki kendini incitmek de kötülüktü. Sırf bu sebeple kötü kadındı belki. Bunca susması durması basiretsizliğindendi belki onda gelişmemiş bir ahlak açığı veya toplumsal rolünde olgunlaşmamış birköşe vardı."
Annenin ölümü beş kardeşi pek yakında yıkılacak aile evinde bir araya getirir. Abla Yaprak'ın huzursuz kumandasında geçirilen bir hafta sonunda yaşarken kendini ele vermeyen annenin ufak tefek sırları ortaya çıkar. Yaprak annesiyle ne çocukken ne de o ölüme giderken kurabildiği yakınlığı anlamlandırmak peşindedir. Anneyi ve yıllar önce bir deniz kazasında ölen kaptan baba ile annenin arasındaki tuhaf ilişkiyi çözebilmek için çocukluk anılarının parçalarını birleştirmeye çalışır...
Sana Kim Sarılacak ağaç gibi ayakta durmaya çalışan bir kadının yakınlaşma fırsatını kaçırmış bir anne kızın çarpıcı hikâyesi.