Vakit gece yarısını geçmişti. İlk götürülen Yüksel oldu. Hücre kapısında gözleri bağlandı. Yüksel'in gidişi ile herkesi bir korku sardı. Yine aynı sivil polis bir saat sonra Durmuş ağabeyi götürdü. Giden bir daha geri gelmiyordu. Nereye götürüldüklerini de bilen yoktu. Açlık soğuk beton ve mide rahatsızlığım beni daha iki günde perişan etmişti. Dışarıdan ne bir bardak süt ne de ilaç alma imkânım yoktu. Başım dönüyor gözlerim kararıyordu. Zayıf bedenim çok hâlsizdi. Tansiyonumun düştüğünü anladım. Ama yapacak bir şey de yoktu. Götürülme sırası bana geldiğinde vakit sabaha yaklaşıyordu...