Eğitimle insanları önce eğip büküyorsun sonra da yerleşik paradigma ve ideolojiye köle haline getiriyorsun. Her telden biraz çalıyor dersleri birbiri üzerine yığıyorsun. Bilgi diye modası geçmiş seküler hurafeleri üstelik de jakoben yöntemlerle empoze etme işlemine eğitim adını veriyorsun. Böylece öğretmen-öğrenci-okul üçgeninde sınav çemberine aldığın eğitimi değerlerin ve yeteneklerin öğütüldüğü bir şeytan üçgeni haline dönüştürüyorsun. Halbuki maarif; milletin bütün halinde ahlak sanat ve marifet alanına seferber edilmesi; bilimde teknikte sanatta ve edebiyatta özgün eserler verme yollarının açılmasıdır. Maarif; insanı ilimden felsefeye felsefeden sanata ve ahlâka nihayet dine yükselten yolculuğun adıdır.
Bu kitap bizim okullarımızda talim görmüş üniversite kürsülerinin her kademesinde görev almış bir maarif ve ilim sevdalısının bilgiye irfan boyutu katan talim terbiye anlayışının hikâyesini anlatıyor.
Kitabın asıl muhatabı gençler. Gençlere hayata dönmeyen mesleki kazanım sunmayan bilgiyi çöp sepetine atın diyor ve onları önce hayatın anlamı üzerine düşünmeye davet ediyor. Kitap sınav maratonu içinde daha çok soru ezberleyemediği için yarıştan düşenlerin sessiz ağlayışına tanıklık ediyor; hayatta önemli olanı görmeye ve hissetmeye çağırıyor.