İstanbul'da Ermenice edebiyatın önde gelen yazarlarının 24 Nisan 1915 ve sonrasında tutuklanarak sürgüne gönderildikleri bir dönemde Zabel Yesayan bir süre gizlendi ve Bulgaristan üzerinden yurt dışına geçti. 1917 yılında Bakü'deydi. Halepli Hayk Toroyan ise Felaket ceheneminden bir Alman subayın tercümanı olarak kurtulabilmiş ve İran üzerinden aynı şehre varmıştı. Toroyan Diyarbakır'da Birecik'te Fırat havzasında Suriye çöllerinde tanık olduğu dehşeti bir halkın ölüm döşeğinde can çekişini ve gördüğü vahşeti Zabel Yesayan'a anlattı ve böylece ilk Soykırım tanıklığı Bakü'deki "Kordz" dergisinde yayımlandı. Zabel Yesayan'ın kaleme aldığı bu tanıklık daha sonra yapılan yayınlar için de temel oluşturacaktı. Kitaba ek olarak Zabel Yesayan'ın 1915'te İstanbul'dan kaçışını üçüncü bir şahıs üzerinden bir hikâye olarak anlattığı ve Sofya'da yayımlanan "Hayastan" gazetesinde tefrika edilen "Bir Yazarın Hatıralararı" eserine yer verildi. Kitabın başında ise filozof ve edebiyat eleştirmeni Marc Nichanian'ın sunuş yazısı yer alıyor.