Osmanlı tarihinin ortalarından beri devam eden yenileşme hareketleri batıda gelişmekte olan ilmi metodu teolojik ve ekonomik kalkınmayı alma şeklinde olmamış kültür değiştirme yoluna ihtirasla sarılma şeklinde kendini göstermiştir. Kültürümüzün alt yapısını aşağıdan yukarıya eğitim şeklinde oluşturmak gerekirken istisnasız bir şekilde yukarıdan aşağıya emrivakilerle oluşturulmaya çalışmıştır. Böylece kültür değiştirme hareketleri mevcut ahlaki değer hükümlerimizi hissiyatımızı ruhumuzu ve manevi kaynaklarımızı tahrip etmiştir. Her ne kadar 'bir milleti felaket kadar hiçbir şey terbiye edemez' denilsede 200 küsür seneden beri başımıza gelen felaketlerin hiçbirinin bizi terbiye edemediği ortadadır. Bilakis felaketlerimizi hazırlayan sebepleri kültür değiştirmeyi felaketlerden kurtulma olarak görmek ve ona dört elle sarılmak milletimizin en büyük şanssızlığı olmuştur. Bu hacmi küçük fakat bilgilenmek açısından misyonu büyük eser Türkiye'de akla ilme ve kültüre önem veren herkesin kafasındaki soruları cevaplayacaktır.