"Hibrit Savaş Konsepti" olarak isimlendirilen bu "mo-dern" savaş yöntemi Soğuk Savaş yılları sonrası gündeme gelmiştir. Özellikle terör çağına geçildiği ifade edilen 11 Eylül saldırıları sonrası kavramın genel kabul gördüğü söylenebilir. İçerdiği unsurlar bakımından tarihin ilk dönemlerinden itibaren örneklerini gördüğümüz bu yaklaşımı yeni kılan şey şüphesiz yöntemlerinin modern dünya bileşenleriyle birleştirilmiş ve tüm unsurların aynı anda ve tek bir merkezden kontrol edilmesiyle bir doktrin haline getirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Hibrit savaş konseptinde diplomatik ve siyasi savaş ekonomik savaş siber savaş enformasyon (bilgi) savaşı psikolojik savaş ve algı yönetimi halk desteğinin oluşturulması vekâlet savaşı (silahlı gruplar özel askeri şirketler vb.) özel kuvvetler ve konvansiyonel birlikler gibi unsurların tek elden ve aynı amaçla kullanıldığını söyleyebiliriz. Böylece hedef ülkeye savaş ilan edilmemekle birlikte silahlı kuvvetler kullanılacaksa bunu en son tercih olarak ve barışı götürmek (!) için kullanılmasını öngörmektedir. "Bu bağlamda hibrit savaşın asıl aktörünün istihbarat teşkilatları olduğu görülmüş ve bu çalışmada hibrit savaş ile istihbarat arasındaki ilişkide gösterilmiştir"