Örgütsel yaşamda etkili olan insan davranışlarının tanımlanması ve belirli değişkenlerle olan ilişkilerinin açıklanması üzerine gerçekleştirilen çalısmaların sonucunda giderek gelişen örgütsel davranış yazını araştırmacı ve uygulamacılara önemli açılımlar sunmaktadır. Ancak Türkiye'de ve dünyada örgütsel davranış alanyazını genel olarak örgütlerde sadık iyi uyumlu üretken etkili ve verimli birey üzerine temellendirilmiştir. Kitaba konu olan karanlık taraf ifadesi her ne kadar karamsar bir mesaj içerse de örgütsel davranışın görece daha az çalışılan patolojik yönünü ilginç kılmakta hatta anlaşılmasını da kolaylaştırmaktadır. Bu bağlamda kitapta örgütsel davranışın karanlık tarafında yer alan bazı davranış örüntüleri arasındaki ilişkiler öncülleri ve etkileri aracılığıyla değerlendirilerek karanlık davranışlara bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmıştır.
Kitap alanyazında daha önce bahsedilen bilindik konuları tekrarlamamaktadır. Aksine örgütsel davranışın pek de ele alın(a)mayan karanlık tarafına odaklandığı için standart bir örgütsel davranış kitabı değildir. Bu yönüyle iki temel konuda standart örgütsel davranış kitaplarından ayrılmaktadır. İlki olumsuz istenmeyen negatif ve karanlık olarak etiketlenen davranışları odağına alması; ikincisi ise örgütün verimliliği ve etkinliğini geliştirmeyi amaçlamak yerine örgütün görmezden gelinen tarafını anlamaya ve anlatmaya çalışmasıdır. Bu sebeple kitabı mevcut yayınlardan farklılaştırmak ve alanyazına yeni bir perspektif sunmak için bölümler yazılırken pozitivist paradigma ve kavramlardan yararlanmakla beraber kitabın amacı ve ortaya koymaya çalıştığı temel felsefi görüş gereği eleştirel teoriye dayalı saptamalara başvurulmuştur. Frankfurt Okulu (Horkheimer Adorno Marcuse ve Fromm) ve Habermas ekolü tarafından temsil edilen eleştirel örgüt teorisi araştırmacı örgüt birey ve diğerleri arasındaki sosyopolitik etkileşimleri ideoloji teknoloji ve özgürleştirici pratikler aracılığıyla inceler. Bunları ortaya çıkarmak ve/veya daha görünür kılmak için de bu kitap kapsamında çalışanların kimliğine duygularına kalplerine zihinlerine ve kıyafetlerine yönelik tehditler postmodern örgüt kuramları/kavramları kullanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Özverili bir ekip çalışmasının sonucunda ortaya çıkan ve örgütsel davranışı benzerlerinden farklı bir bakış açısıyla değerlendiren bu eserin önemli bir boşluğu doldurarak alanyazına katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.