Asrımızda fikri sabiteye müptela olmuş birçok marazlı; siyaset sosyal iktisat ilahiyat vs. bilimci olarak toplumun önüne geçmiş fert ve topluma kıble tayin etmekle meşgul durumda! Saplantıların; kıble takıntıların; kâbeleştirildiği böyle bir toplumda Hakk yolcusuna şu şiiri terennüm etmek kalır: "Efkâr pazarımdır hüzün kârımdır. / Yâr dediğim dil vuruyor gördün mü? / Gaflet kuyusunda hayat yarımdır. / Gözlerime mil vuruyor gördün mü?"