Ben "Tek yol devrim!" den geliyordum. Mehmet Metiner "Tek yol İslam!" dan... İkimiz de dünyayı değiştirmek için yola çıkmıştık. Ben çokpartili demokrasiye inanmıyordum. Mehmet Metiner de... Bana göre demokrasi "emperyalizmin oyunu"ydu. Mehmet'e göre de "küfür düzeni..." Bence "komünist düzen"di Türkiye'yi ve insanlığı kurtaracak olan Mehmet için de "İslamcı düzen"di kurtuluş yolu... Benim de bir dinim vardı. Mehmet'in de... Benimki laik bir dindi adı Marksizm olan. Mehmet'inki İslam'dı. İkimiz de toplum ve devlet düzeni olarak kendi dinlerimizin kurtarıcılığından en ufak bir kuşku duymuyorduk. Gerçek tekelimizdeydi! (...) Geçmişle yüzleşmek de hesaplaşmak da hiç kolay değil. Ben de kaçamadım geçmişimden... Üstelik Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım isimli kitabımda anlatmaya çalıştım bunu. Siyasal kişiliğimin nasıl oluştuğunu siyaseten nerelerden beslendiğimi hangi yanlışları yaptığımı anlatmaya çalıştım. İyi ki Mehmet Metiner de geçmişinden kaçmadı geçmişiyle yüzleşme hesaplaşma yürekliliğini gösterdi.
Hasan CEMAL