Bugünlerde fazla yazılmıyor deneme yazılsa da okunmuyor çoğunlukça. Bunun nedenlerini başta denemeciler yazdı çizdi. Ancak nedenlerin ardında bir soru var ki sormadan edemiyor insan: Acaba günümüz insanının yaşamı pek fazla yer tanımıyor da ısınamıyor mu deneme bu dünyaya? Montaigne'den bu yana kişisel bakışın yansısı oldu deneme; kültürel bir birikimin ardından doğruların ve gerçeklerin baskıcı tavrına mesafe alarak özgürce düşünmenin yazınsal dili oldu. O halde veriler ve komutlarla yaşayan kusura hiç yer bırakmayan olayları teknik birer sorun olarak görüp çözüm getirmeyen hiçbir düşünüme tahammül edemeyen kısacası daha önce hiç olmadığı kadar "gerçekçi" olan günümüz insanına lüzumsuz geliyor olabilir mi deneme?.. Kim bilir belki de. Ancak bu "lüzumsuzluğun" üstüne basa basa yazan denemecilerimiz hala var. Mehmet H. Doğan gibi mesela. Yazar boşuna Neruda'nın sözleriyle karşılamamış okuyucusunu: "Bir şeyler(i) çözmeye değil türkü çığırmaya geldim buraya."