İçime bir eziklik çöktü badem dallarına bakarken. Kasımın sonu yaklaşıyor. Yarın gökyüzü kararır doğu yeli eser soğuk. Toprak donar. Eski kuyunun çevresindeki sular buz kesilir. Sonra kar yağar yeryüzüne lapa lapa. Karlara gömülür üzüm bağı ve yöresi. Biz evlerimizde uyuruz. Ama evlerimiz tapınak içerisinde. Bilinmez. Yeşil üniformalılar tekme ve dipçikle kapılarımızı açarlar; gece demez kış demez; bizi kamyonlara doldurup şehrin bir ucunda bekleyen demirden sürgün trenlerimize götürürler. Kalır badem ağaçlarımız karlar altında. Kasımlar geçer yeni Hıdrellezler gelir. Bademler çiçek açar. Yeni filizler fışkırır gövdeden. Ama kimse bakmaz kimse anımsamaz badem ağaçlarını. Ben unutmayacağım ama sizi badem ağaçları! Ben usumda badem filizleriyle örülü bir çevre çizeceğim.