Dramatik bir havaya bürünmek için Yeşilçam filmlerini getiriyorum gözümün önüne Kadir Abi'nin "Yalan söylüyorsun!" diyen sesi kulağımda çınlıyor. Ellerimi masanın üzerine koyuyorum gözlerimi kapatıyorum ve "Yapamayacağım" diyorum sessizce. Kerem huzursuzca kıpırdanıyor davetliler gelecek skandalın heyecanıyla fısır fısır aç kurtlar gibi bekliyorlar. "Ne dediniz?" diye soruyor nikâh memuru. Gözlerim hâlâ kapalıyken ayağa kalkıp bağırıyorum. "Hayır!" O salondan çıktıktan sonra hayatımın normale döneceğine emindim aslında. Yalanların aşk oyunlarının ve hesaplaşmaların olmadığı o sıradan zor ama huzurlu hayatıma... Eh yanılmış olmalıyım çünkü Kerem Tunalı bir sabah karşıma dikilip benden küçük bir iyilik daha istediğinde kendimi yabancı duyguların o güne dek farkında olmadığım ama özlemini çektiğim şeylerin eksikliğini hissederken ve onlar uğruna savaşırken buldum.
Mısra'nın bazen güldüren bazen de içinizi burkan hikâyesini okurken aşka sevginin iyileştirici gücüne kardeşliğe ve bitmeyen umuda tanıklık edeceksiniz!.