İlk defa kendime ait odam olmuştu. Odadan içeri girince hemen kenarda bir yatak üzerinde mavi bir örtüsü vardı. Oldum olası çok severim maviyi; gökyüzünü denizi bulurum mavide... Bir koltuk iki sandalye masa ve bir şömine vardı duvara uyularak yerleştirilmiş. Odun kömür pisliği olmayan gaz sobası. Bu ocağın üstündeki rafta dans eden iki biblo İspanyol kızlar vardı. Bakışları gülüşleriyle sanki mutluluğun zirvesindeydiler. Çok kumaşlı uzun kırmızı beyaz benekli etekleri savruluyordu. Acaba onlar gibi mutlu olacak mıydım? Dini dili töreleri ayrı apayrı kişilerle o kişilerin vatanında yerim ne olacaktı? Şimdiden özlemiştim anacığımı. İltica isteği kabul olmayacak belki geri gideceğim belki de kalıp ev hasretiyle gurbet baskısıyla özlemlerle eskiyip gideceğim. Bir şey bilmiyor bilemiyor sakin korkak bekliyordum.