Emre kadın tuvaletteyken cep telefonuyla eşini arayarak nasıl olduğunu sordu. Eşinin uykulu ses tonu sanki rahatsız olmuş gibi konuşması onu yine sinirlendirse de O gece Azra'yla buluşacağını
hesaplayarak fazlaca üstelemedi. Karısı sadece ''Hiç!'' demişti. ''Hiç!''... Doğa'nın önemli konularda sohbet ederlerken ya da hal hatır sorulduğunda ''Hiç'' demesinden nefret ediyordu. O hiçin
arkasını merak ediyordu. Söylemek istemediği şeyler için mi kendi kendini önemsiz hissettiği için mi yoksa karşısındakini yok saymak için mi öyle ''Hiç'' diyordu bunu bir türlü anlamıyordu.
''Hiç! Hiçlik!
Önce Asmedous sonra Ay Tanrıçası belirdi zihnimde. Onlar tamamlanıp elimle tutunca Tanrı'yı Kıyametten Vazgeçirmek isimli iki seri romanım çıktı geldi. Sonra da 11:11 Tasavvuf ve İyileşme... Eşzamanlılık ve Tasavvufa dair farklı bir yaşantıyı sunmak istedim onunla. Şimdi de HİÇ... Emre'nin bataklığından
Arda'nın ipiyle çıkamazsın Doğa diyor Ayşe Selin... Zihninden çıkmadan kalbine yol açamazsın...