Gülayşe Koçak'ın son romanı Topaç farkında olmadan daldığı uykudan uyandırılmaya çalışılan bir toplumun yaşadığı kâbusu anlatıyor.
"Topaç hızlanmaya başlamıştır bile renkler de hafiften flulaşmaya başlar: Önce acı çekenlere karşı genel bir duyarsızlık -örnekleri sıralamakla bitmeyecek- derken doz hafifçe ama giderek artar yeni oyunlar yeni zevkler türer: sokak çocuklarını zevk için bir taraf ölene kadar dövüştürmek sokak çocuklarının itlafı Vahşi Çocuklar'ın avlanması... Aman hangi birini düşüneceğimi şaşırdım. Ondan sonra artık öyle bir noktaya geldik ki her şey sarhoş bir uğultu içinde eriyor çılgınca dönen bir atlıkarıncadan bakılan dünya karmaşık karmakarışık olmaktan çıkıp rengârenk bir topacın birbiri içine eriyerek beyazlaşıveren renkleri gibi birden basit bir sükûnet ve küntlük halini alıyor..."