90'lı yıllarda birbirinden parlak yapıtlarıyla Amerikan edebiyatına damgasını vuran Philip Roth Bir Komünistle Evlendim'de dönüp 50'li yıllara bakıyor. Gammazlıkların arkadan vurmaların kara listelerin alıp yürüdüğü McCarthy döneminin içyüzünü anlatırken ülkesinin ulusal tarihinde masumiyetin ve saplantının oynadığı karmaşık rolleri irdeliyor.
Roth 1950'lerde Amerikan işçi sınıfının hayatında gerçek bir değişiklik yaratmayan komünist hareketin içine düştüğü aczi ve komünistlerin yanlış yönlendirilen idealizmlerini kınıyor bu romanda.
1930'larda bir kanal kazıcısı olarak hayata başlayan kendi kendini yetiştirmiş idealist komünist Ira Ringold 1940'larda ünlü radyo aktörü Iron Rinn'e dönüştükten sonra Amerika'nın sevgilisi sessiz film yıldızı ve radyo aktristi Eve Frame ile evlenir. İnançlarını Eve Frame'le yaşadığı üst-orta sınıf hayatla bir türlü bağdaştıramayan Ira'yı bu evliliğin sonunda büyük bir yıkım beklemektedir. Yaşadıkları aile dramı Eve'nin ihanetiyle ulusal bir skandal boyutuna varır. Kızıl avcılığının bütün şiddetiyle sürdüğü bir dönemde Ira'nın özel hayatından taşıp kamuoyunun gözleri önünde yaşanan bir zalimlik aşağılama ihanet ve intikam öyküsüdür anlatılan...
1940'lı yılların sonundaki Amerikan omünizminin popüler kültürdeki tezahürlerini başarıyla yansıtıyor Bir Komünistle Evlendim. Komünizm karşıtı paranoyanın yalnızca ulusal politikaları etkilemekle kalmayıp ailelerin mahrem hayatlarına kadar sızdığı bir dönemi bütün gerçekliğiyle yeniden canlandırıyor. Roth'un duygusal ayrıntıları keskin gözlemlerle aktarması büyük Amerikan tragedyasına Amerikan rüyasının iflah olmaz biçimde iflas ettiği noktaya ulaştırıyor bizi. "Bir Amerikan tragedyası" nitelemesini hak eden böyle bir yapıtı "XX. Yüzyıl Amerikasının usta vakanüvisi" Philip Roth'un kaleminden okumak da başka bir zevk olacak doğrusu.