Collingwood bu kitabıyla din kavramına yaygın olarak ele alındığı biçimiyle bir dogma olarak değil felsefi bir problemin eleştirel bir çözümü olarak yaklaşmıştır. Yöntem ise açıkça diyalektiktir. O bir yandan dini bilimsel analize elverişsiz kılan nitelikleri ortaya koyarken diğer yandan bunu; felsefe ile en sıkı yakınlığı bizzat dinin kurduğunu ileri sürerek gerçekleştirir. Din ve felsefeyi deneysel psikolojinin müdahalelerinden korumayı deneyen Collingwood; psikoloji ve felsefenin karşılıklı bağımlılığını sürdürmeye de çalışmıştır. Tartışmalar; onda kişisel bir tona bürünmez belirli düşünürlerce temsil edilme hâllerinden çok düşünme biçimlerine odaklanır. Dinin genel mahiyeti felsefe ve tarihle ilişkisi madde-zihin düalizmi kötülük problemi kişilik enkarnasyon kefaret ve mucize konuları bu sıkı metinde bütüncül bir kavrayış zeminine oturur.