Elinizdeki eser bir kurgu ürünü değil yazar " farklı bir yazın türünü" denemiş! Nasreddin Hoca'nın "Eski ayları ne yaparlar?" sorusuna "Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar" diye yanıtlamasına gönderme yapan Coşkuner " ben de yazdığım metinlerin arasına muzip Hocamızın eski aylardan kırpılıp kırpılıp yapıldığını anlattığı yıldızlardan serpiştireceğim." diyor.
Okur için bilim sanat ve siyaset evrenlerinden karbon kâğıdı kullanarak kopyalayıp makasla parçalar kesip zamkla yapıştırarak bir kolaj oluşturmaya çalışıyor. Dünyaca ünlü bilim insanlarıyla sanatçılardan yoksul halktan yana siyasetçilerden Türkiye'nin seçkin bazı aydınlarından alıntılar yapıyor. Ayrıca bu insanların kuramlarına gerçekleştirdikleri ürettikleri ve söylediklerine paralel olarak kendi sözünü söylemeye çalışıyor! Kısacası birçok kişiye ait Türkçe ve İngilizce metinleri kullanmakla kalmıyor kendi tuttuğu notlardan parçaları da bu kitabın içine sıkıştırıyor.
Marcel Proust'un Á la recherche du temps perdu - Kayıp Zamanın İzinde - adlı dev romanında yaptığına benzer biçimde geçmiş zamanın peşinde koşup eğitim ve iş hayatını ayrıntılarıyla anlatıp bizlere aktarıyor. Teleskopla evrenin derinliklerine baktığımızda geçmiş zamanın peşine düşmez miyiz? Zaman konusu üzerinde çok daha fazla düşünülmeyi kuramsal fizikçilerin yaptığı gibi üzerinde çalışılmayı hak etmiyor mu?