Milliyet bu esasa (göre) yani hakiki Cemiyet-i Milel husule gelmesiyle olabilir. İngilizler kendi halklarına nasyonalist; fakat harice karşı emperyalisttir. Bütün Avrupa devletleri böyledir. Binaenaleyh hakiki nasyonalizm bütün milletleri kendi milleti gibi müsavi görmektir. O zaman beynelmilel hukuk kanun ve mahkeme yapılabilir. Fakat bugün zamanı henüz gelmemiştir. Yapılan onun yalancı (şekli)dir.
Toplumsal sorunları açıklamak ve bu sorunlara çözümler getirmek iddiasıyla Batı'da gelişen bir bilim olarak sosyolojiye o dönem türlü sorunlarla karşı karşıya kalan Osmanlı Devleti içerisindeki problemlere çözüm arayışı içinde olan aydınların rağbet göstermesi kaçınılmaz bir durumdu. Bu aydınların başında gelen Ziya Gökalp Türkiye'de sosyolojiyi -o zamanki adıyla içtimaiyat- kurmuş Comte-Durkheim çizgisinde kalarak pozitivist sosyolojinin temsilcisi olmuş bir mütefekkir idi. Gökalp bu çözüm arayışı içinde Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle Batı'dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabasına girdi. Düşüncesinin temelinde "Türkleşmek İslamlaşmak muasırlaşmak" gayesi yatıyordu. Gökalp bu gaye uğruna konferanslar vermiş değişik edebî türlerde eserler kaleme almış farklı gazetelerde birçok konuda makaleler yazmış ilmî araştırmalar yapmış Türkiye'de bilimin gelişmesi için büyük bir gayret sarf etmiştir. Millî edebiyatın kurulması ve gelişmesinde de önemli bir rol oynayan siyasi ve toplumsal konularda sayısız makale kaleme alan bir dönem Diyarbakır milletvekilliği yapmış Ziya Gökalp'ın sosyoloji anlayışı Türkiye'de 1940'lara kadar neredeyse tek egemen sosyoloji ekolü olmuştu. Gökalp benimsediği sosyoloji anlayışı ile Türk tarihi millî edebiyat şiir roman bilim felsefe içtimai hayat toplumsal yapının bilimsel yöntemlerle incelenmesi iş bölümü gibi konulara eğilmiş ve görüşleri ile Türk sosyal biliminde ve edebiyatında bugünlere kadar etkisini göstermiştir.