Mutluluk üzerine konuşmak kolay olsa da yazmak çok risklidir. Zira herkesin bu konuya ilişkin bir fikri olduğu gibi mutluluk algısı da tamamen farklıdır. Ancak iş günlük hayata aktarmaya gelince herkes bir durur. Mutluluk üzerine sayısız fikir beyan edilse de kişi bu soyut fikri nasıl pratiğe dökeceğini küçük şeylerden nasıl mutluluk yaratabileceğini çoğunlukla bilemez. Sonuçta mutluluğun temel bilimlerdeki gibi genel kabul gören akla ve mantığa yakın bir formülü yüzyıllardır bulunamamıştır. İşte bu kitap tam da bu noktada sizlere aydınlık bir yolun kapılarını açacak ve mutluluğun gizemine ilişkin birtakım sırların ortaya çıkmasını sağlayacak.
Henüz yirmi beş yaşındayken bir görev dönüşü geçirdiği trafik kazası sonrası yaşamını tekerlekli sandalye ile sürdürmek durumunda kalan Yüzbaşı Ozan Bahar'ın deneyimleri eşliğinde "Nasıl Mutlu Olurum?" sorusunun yanıtını arayacaksınız. Çünkü o en çaresiz hissettiği anda bile umut ışığını görmeyi başarmış yaşama küsmek yerine hayatın içindeki anlamları keşfederek vazgeçmeden yoluna devam etmiş; Yüzbaşı Ozan Bahar iken Prof. Dr. Ozan Bahar'a dönüşmüştü. Ona göre mutluluk düşünceden ibaretti. Ruhunun ve zihninin derinliklerinde gerçek mutluluğu yakalayabilenler kaybederken de kazanabilirdi. Bu kitapla; sizler de bakmayı görmeyi bildiğiniz ve yaşamı anlamlandırmayı başarabildiğiniz sürece mutluluğun her yerde yeşerebileceğini fark edeceksiniz.
Yaşamını yeni baştan kurmayı başarmış Prof. Dr. Ozan Bahar'ın rehberliğinde içinizdeki ışığı yakmaya özünüzdeki cevhere ulaşmaya ve mutluluğa giden yolda emin adımlarla ilerlemeye hazırsanız sayfaları aralayın...