Ağrı için havası soğuk insanı mert derler. Memleketimdeki insanların gönlü memleketimin "heybetli dağı" gibi geniş ve yücedir. Vatanımızın en yüksek dağını da bağrına alan güzeller güzeli şehrimizi cümle cihan bize hayranlıkla baksın diye yurt edinmedik. Biz bu yüce beldeyi; âleme hayranlıkla yaradılışa hürmetle yaratılan her canlıya da sevgiyle bakmak için yurt edindik. Geleneklerimiz göreneklerimiz töremiz ve kültürümüz işte bu yüce gönüllü anlayıştan dolayı kadim bir medeniyetle kök tutmuştur.
Şehrimizin bu güzellemesi de süslü sözlerden ibaret değildir elbette. Biz bunun kanıtını Ağrı'da yaşamış büyüklerimizin hayatında bulduk. Bir yurdu yurt yapan elbette tarihidir ama onu yaşatan insanları olmadığı gün tarih de manasız arşivlerden öte nedir ki... Öyleyse bir şehri tanımak için sokaklarından mimarisinden yemeklerinden kültüründen geleneklerinden ekonomisinden ve sosyal hayatından önce orada yetişmiş insanına bakmak lüzumu vardır diye düşünüyoruz.
Her birinin hayat hikâyesi her ne kadar acıları ve trajedileri bulunsa da bir masal kadar güzel... Yaşamları; rengârenk anılarla merak uyandırıcı hatıralarla kimi zaman ibretlik olaylarla kimi zaman eşsiz nasihatlerle kimi zaman da erdem ve ahlakın hayranlık uyandıran en iyi örnekleriyle doluydu. Coğrafya kaderdi elbette ama bizim coğrafyamızdaki kaderimiz de bu büyük insanların hayatıyla yazılmıştı. Onların hayatını şimdiki neslimize aktarmak ve gelecek kuşaklara da miras olarak bırakmak şehrimizin tarihi açısından boynumuzun borcudur diye düşünüyoruz.