Ölmek için çok genç yaşamak için ise fazla masumdular.
"Zor zamanlarda vatan sınırlarına koşanların kara günler geçince ikbal ya da takdir beklemeden köylerine basit hayatlarına dönenlerin hikâyesidir bu. Onların tek bir dileği ve vasiyeti vardır: 'Vatan sağ olsun!'"
"O mahzun yüzlü yanık tenli delikanlılar gıpta edilecek kahramanlıkları günlük olaylar gibi basitçe yaşar; biz ne yaptık ki der gibi şaşkınlıkla bakarlardı."
"Onlar neye ihtiyaç duyulursa ona dönüşebilecek saklı bir cevherle sürdürürlerdi yaşamlarını; üniformalarını çıkardıklarında mütevazı bir çiftçi giydiklerindeyse ya şehit olurlardı ya da gazi..."
Aile albümlerimize baktığımızda büyüklerimizin anılarını dinlediğimizde kişisel tarihimizin tamamlandığını hissederiz. Aynı memleketin insanları olarak bu bize özel gözüken hatıraları yan yana getirdiğimizde ise ülke tarihini gözler önüne serebiliriz.
İşte bu yüzden elinizdeki kitapta anlatılan yalnızca yazar Murat Kaya'nın dedesi Gayalı Mehmet'in yaşam öyküsü değil vatan topraklarını kanlarıyla sulayan şehit ve gazilerimizin kahramanlık hikâyesidir.
Dokuz yıl boyunca birçok cephede onlarca farklı milletten askerle savaşan Gayalı'nın Ankara'da başlayıp Gelibolu'da devam eden ve oradan Bakü'ye uzanan Azrail'in refakatinde adım adım tamamladığı yolculuğu okuma deneyiminin ötesinde ruhani bir yoldaşlık için sizi satırlarına davet ediyor.