Ege sularında barışı arayan hayal rüzgârları...
Mehmet Atilla mutlak barışın kırılgan gerçekliğine vurgu yaptığıHayal Rüzgârları'nda sevginin ve kardeşliğin egemen olacağı çok daha mutlu bir gelecek hayaliyle tek yürek olan bir grup Türkiyeli ve Yunanistanlı çocuğun haklı mücadelesini sözcüklere döküyor.
"Barış kendiliğinden oluşmaz onu üretmek gerekir" görüşünden yola çıkarak dünya barışı ve huzuru konusunda bu kez çocukların söyleyeceklerine kulak vermeye çağıran yazar ümitsiz yaşanmayacağını ve hedefe ulaşmak için çaba sarf edilmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Ege sularında devam eden çeyrek yüzyıllık bir siyasi gerginliğe barışçıl bir dokunuşta bulunan roman hayallerin gerçekle kesiştiği güçlü kurgusuyla savaşın toplum ve çocukların üzerindeki etkileri hakkında düşündürüyor.
Askerler silahlar bombalar...
Bu üçü gün yüzüne çıktıysa eğer her an bir savaş patlak verebilir!
Peki yetişkinlerin dünyası anlaşma ya da savaş üstüne kuruluyken neden üçüncü bir yol yok?
Yoksa var mı? Çocukların özgürce savurduğu hayal rüzgârları engel olabilir mi denizden yükselen savaş çığırtkanlığına?
Meltem Poyraz Bora bizim kıyılardan; Tifonas Notos ve Anemos ise karşı adalardan yola koyuluyor. Her biri ayrı bir rüzgâr. Tek nefes olacakları yerse Kardak Kayalıkları. Hayalleri ortak: savaş olasılığını engelleyip daimi barışı sağlamak. Bu uğurda karşılarına çıkacak engeller olsa da vazgeçmeye hiç niyetleri yok. Üstelik teknolojinin mucizesi hologramlar güçlerine güç katmak için yanı başlarında...
Ezbere bir savaş karşıtlığı yerine kararlı bir barışseverliği gündemine alan Hayal Rüzgârları geleceğin dünyasını günümüz çocuklarının kuracağı gerçeği üstüne dimağımızda yer edecek bir dayanışma öyküsü.