Müziği sevdiği gibi denizi de seviyordu Tapyo. Usanmadan yorulmadan her daim bir şeyler anlatmasına rağmen hiç soru sormamasını; soruyu soran da cevabını bulan da kendin olmalısın dercesine duruşunu; üzerinde fısıldarcasına oynaşan yakamozları ay yollarını; gün ışığı vurunca gözünü doyuran engin mavisini ve cömertçe açılan kucağını seviyordu.
Lakin her iki zevkine yaklaşımı hobi düzeyini geçmez; onun aşkı da tutkusu da Yolbaşı'ydı. Yıldızdan yıldıza koşmak; uzak dünyaların yalnız insanlarına 'Bilinçlene bilinçlene geldik bir kötü yele savrulmayacağız' diyebilmekti ülküsü.