Korku yalnız dağların bekçisi değildir. Kalplerimizde ve kafalarımızda da otağ kurar her zaman. Gecesi gündüzü yazı kışı yoktur üstelik. Gölgeli parmakları ile aniden ve habersiz çalar kapılarımızı. Lanetli Anlaşma korku öykülerinden ibaret bir kitap... Yaşayan her varlığın en güçlü duygusunun öyküleri bunlar.
Kimileri kaçar korkularından kimileri üstlerine gider yalın kılıç. Anlamak tanımak ister çoğu kimsenin uzak durmaya çalıştığı soyut bir canavarı. Lanetli Anlaşma'yı okuyanlar kendilerinin ve başkalarının korkularına daha yakından bakacaklar. Yaklaştıklarında belki küçülecek belki de büyüyecek içlerindeki evrensel ateş.
Takıntılı adamlar karanlık sokaklarda ayaklarını sürüyerek geziyorlar. Dolunay zifiri karanlık geceleri ziyaret ediyor. Bir kadın ağzını her açtığında etrafa güller saçarken birdenbire masallardaki cadılara dönüşüyor. Medyumların kurguladığı tenhalaşmış bir film senaryosu kadar ürkütücü her şey. Yine de tarifi neredeyse imkânsız bir el bizi Lanetli Anlaşma'ya çekiyor. Bilinmez ki neden...