Homeopatlar hastalarına verecekleri ilacı kişinin hastalığının ne olduğunu saptayıp (teşhis tanı) o hastalığa iyi gelen ilacı bir listeden seçerek vermezler. Bir homeopat için hastalık adı sadece istatistikler için raporlar ve makaleler için homeopat olmayan başka bir doktorla rahat anlaşmak için falan gereklidir. Aksi takdirde hastalığa bir isim konması dahi gerekmez. Homeopat sadece hastanın nasıl biri olduğunu ve hastalığını nasıl deneyimlediğini anlamaya çalışır. Bunun için yapması gereken onunla konuşmak ve onu gözlemlemektir. Tıbbi testler yararlı ve kullanışlıdır ama ön şart değildir. Komada olan konuşamayacak kadar küçük olan akıl sağlığı yerinde olmayan kişiler için hastanın yakınları ile konuşulur. Hayvanlarda ve bitkilerde gözlem yapmak daha büyük bir öneme sahiptir ama elbette yine hayvana bakan bitkiyi yetiştiren kişi ile görüşülür.
Anamnez aslında Yunanca bir kelimedir ve basitçe akla gelen hatırlanan anlamındadır. Tıptaki genel anlamıyla hastanın hastalığının gelişimi hakkında kendisinin hatırlayıp anlattıklarıdır. Homeopatik anamnez homeopatın hastadan onu bir homeopata gelmeye mecbur eden süreci kendi ağzından öğrenmesidir. Ne olmuştur da hasta bir tıbbi yardım arayışına girmiştir? Hastanın sağlığı ne zaman ve ne sebeple bozulmuştur? Hastalık zamanla nasıl ilerlemiş ve durumdan kişi nasıl etkilenmiştir? Elbette bu arada onun yakınlarını da dinlemesi ve gözlem yapması sürecin verimliliğini artırır. Kitap bunun hakkındadır sadece konuşabilen yetişkin ve akıl sağlığı yerinde hastaların anamnezini anlatmaktadır. Bebekler komadakiler akıl hastaları hayvanlar bitkiler için ana prensipler değişmese de pratikte dikkate alınması gereken ayrıntılar değişir ve kitapta bu ayrıntılara girilmemiştir.